Savaşın gölgesinde büyüyen Gazze’de açlık krizi sadece istatistiklerden ibaret değil; bu satırlar, yüzbinlerce insanın günlük mücadelesinin birer yansımasıdır. 2023 yılında İsrail ve Hamas arasındaki savaşın başlamasıyla birlikte Gazze Şeridi’ne uygulanan abluka, insani yardıma erişimi neredeyse tamamen durdurdu. 2025 yazına gelindiğinde Gazze’nin yiyecek stokları tükendi, insanlar günlerce yemek yemeden yaşamaya çalışıyor ve pek çok aile açlığı suyla bastırmaya çalışıyor. Aşağıdaki bölümlerde krizin boyutları, nedenleri, toplumsal etkileri ve olası çözümler inceleniyor.
Gazze’de Açlık Krizinin Nedenleri
Gazze’de yaşanan açlık krizinin temel nedeni, savaş koşulları altında uygulanan şiddetli abluka ve insani yardımın engellenmesidir. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus 24 Temmuz 2025’te yaptığı açıklamada, Gazze’de yaşanan açlığın “insan eliyle yaratılmış bir kitlesel açlık” olduğunu vurguladı ve bu durumun abluka nedeniyle ortaya çıktığını söyledi. İsrail, Mart 2025’te Gazze’ye yönelik tam bir kuşatma uygulayarak yiyecek, temiz su ve tıbbi malzeme girişini durdurdu; Mayıs ayında kuşatmayı kısmen kaldırmasına rağmen yardım miktarını ciddi şekilde sınırlı tuttu. Uluslararası yardım kuruluşları, halkın ihtiyaç duyduğu gıdanın ancak küçük bir kısmının Gazze’ye ulaştırılabildiğini ve mevcut yardım akışının yetersiz olduğunu belirtiyor.
Ablukanın Şiddeti ve Yardım Engelleri
- Tam kuşatma ve kısıtlamalar: 2 Mart 2025’te ilan edilen tam abluka kapsamında Gazze’ye tüm mal girişleri durduruldu ve yalnızca Mayıs ayının sonlarında sınırlı ölçüde yeniden başlatıldı. İsrail yönetimi, yardımların silahlı gruplara ulaşmasını engellemek için kontrollerin gerekli olduğunu savunuyor ancak insani kuruluşlar bu kontrollerin acımasızca uygulandığını söylüyor.
- Özel dağıtım sistemi: 27 Mayıs 2025’te Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) adlı özel bir kuruluş yardım dağıtımını üstlendi. Ancak Birleşmiş Milletler ve pek çok sivil toplum kuruluşu, GHF’nin işlettiği askeri dağıtım noktalarında 1 026’dan fazla kişinin yardım almak isterken öldüğünü bildirdi. Bu noktalar “ölüm tuzakları” olarak tanımlanıyor.
- Yetersiz yardım akışı: Dünya Sağlık Örgütü, yardım tırlarının günlük ortalama 28 kadar olduğunu ve bunun 2,1 milyonluk nüfus için yetersiz kaldığını bildiriyor. Sky News’e göre İsrail Mayıs ayından itibaren günde ortalama 70 tırın girişine izin verdi, ancak BM bu sayının ihtiyaç duyulan 500–600 tırdan çok daha az olduğunu belirtiyor.
Ekonomik Çöküş ve Gıda Fiyatları
Gazze’deki abluka sadece yardım tırlarının sayısını değil, bölgenin ekonomik yapısını da çökertti. Tarım arazileri bombalanarak yok edildi ve fabrikalar kullanılamaz hale geldi, bu nedenle yerel gıda üretimi neredeyse tamamen durdu. Gıda arzı azaldıkça fiyatlar fırladı; örneğin unun fiyatı savaş öncesine göre otuz katına çıktı. Hastaneler, doktorlar ve gazeteciler dahi açlık nedeniyle bayılacak hale gelirken bile aileler, bir torba un ya da pirinç için yüzlerce dolar ödemek zorunda kalıyor. Bu ekonomik çöküş, açlığı körükleyen kilit faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
Su ve Temel İhtiyaç Kıtlığı
Gıda kıtlığıyla birlikte Gazze’de açlık krizi su kıtlığıyla birleşerek ölümcül bir karmaşa yaratıyor. Dünya Sağlık Örgütü, hanelerin %95’inin ciddi su kıtlığı yaşadığını ve insanların hem yemek hem de su bulmakta zorlandığını açıkladı. Birleşmiş Milletler Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, yardım tırlarının Gazze içine girdikten sonra bile savaşın ortasında ilerlemesi gerektiğini ve yolların hasar görmesi, yağmalanma riski gibi nedenlerle ulaşımın çok zor olduğunu belirtti. Bu zorlu koşullar, temel insani ihtiyaçlara erişimi neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Malnütrisyon ve Sağlık Üzerindeki Etkiler
Abluka ve ekonomik çöküş, Gazze’de beslenme bozukluğunu yaygın hale getirdi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, taranan nüfusun %10’undan fazlasında akut malnütrisyon ve hamile/bebek emziren kadınların %20’sinden fazlasında ciddi yetersiz beslenme tespit edildi. Bu oranlar savaş öncesinde neredeyse sıfır seviyesindeydi. Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verileri, savaşın başladığı Ekim 2023’ten bu yana açlığa bağlı ölümlerin artarak 115’e ulaştığını gösteriyor.
Çocukların Durumu
Çocuklar açlık krizinden orantısız şekilde etkileniyor. Dünya Sağlık Örgütü, 2025 yılında malnütrisyon nedeniyle en az 21 çocuğun öldüğünü ancak bunun “buzdağının görünen kısmı” olduğunu belirtti. Temmuz 2025’te tek bir ayda 5 100 çocuk malnütrisyon programlarına kabul edildi ve bunların 880’i aşırı derecede zayıftı. Rik Peeperkorn’a göre, savaş öncesi 5 yaş altı çocuklarda malnütrisyon oranı %0,6 iken, 2025 itibarıyla yaklaşık 30 000 çocuk yetersiz besleniyor ve 21’i açlıktan öldü. Bu rakamlar, savaş ve ablukanın çocukların sağlığı üzerinde yarattığı felaketi gözler önüne seriyor.
Hastanelerin Çöküşü ve Sağlık Sistemi
Gazze’deki sağlık sistemi, açlık krizinin yarattığı yük nedeniyle çöküşün eşiğinde. Washington Post’un haberine göre, dört aylık kuşatmanın ardından hastaneler “malnütrisyon koğuşları” kurmak zorunda kaldı ve hemşireler kendi açlıklarıyla mücadele ederken bir yandan da iskelet gibi zayıflamış bebeklere bakıyor. UNICEF sözcüsü Tess Ingram, çocuklardaki malnütrisyonun önlenebilir olduğunu ancak sağlık sisteminin ya tükendiğini ya da bombardımanlar nedeniyle işlevini yitirdiğini söyledi. Bir Guardian muhabiri, hastanelerde basit vitamin desteklerinin bile bulunamadığını ve damardan verilebilecek potasyum gibi ilaçların yokluğu yüzünden çocukların hayatını kaybettiğini aktardı.
Hamile ve Emziren Kadınlar
Hamile ve emziren kadınlar da ciddi risk altında. WHO temsilcisi, taranan hamile ve emziren kadınların beşte birinden fazlasının yetersiz beslendiğini açıkladı. Yetersiz beslenme sadece anne sağlığını değil, doğacak bebeklerin gelişimini de olumsuz etkiliyor; örneğin Gazze’de erken doğum oranları yükseldi ve bebekler düşük kilolu doğuyor. Ayrıca, süt üretiminin yetersizliği nedeniyle birçok aile bebek maması bulmaya çalışıyor ancak abluka nedeniyle özel formüller bulunamıyor.
Açlığın Toplumsal Etkileri ve Çaresizlik
Açlık, yalnızca fiziksel bir sorun değil; Gazze toplumunun tüm katmanlarını etkileyen bir insani trajedidir. BM’nin verilerine göre, Gazze’deki insanların yaklaşık üçte biri birkaç gün boyunca yemek yemeden yaşayarak açlığa direnmeyi deniyor. Yetersiz gıda ve enerji, psikolojik dayanıklılığı da zayıflatıyor ve ailelerin çaresizlikle baş başa kalmasına neden oluyor.
Ailelerin Günlük Mücadelesi
The Guardian’ın saha röportajları, ailelerin açlıkla nasıl mücadele ettiğini gösteriyor. Bir büyükanne, torunlarını hayatta tutmaya çalışırken bir parça ekmekle bir gün geçirdiğini anlatıyor. Başka bir anne, çocuklarının “susuzluk ve açlıkla oturduklarını” ve bazen dört gün boyunca yiyecek bulamadıklarını söylüyor. Pek çok aile, çocuklarının karnını suyla doldurarak açlığı bastırıyor veya plastik bilezikler satarak birkaç lokma yiyecek almaya çalışıyor. Bu tanıklıklar, istatistiklerin ötesinde yaşanan insani dramı gözler önüne seriyor.
Yardım Noktalarındaki Tehlike
Yardım dağıtım merkezleri, ihtiyaç sahipleri için bir umut ışığı olsa da aynı zamanda ölümcül tuzaklara dönüşmüş durumda. Amnesty International, GHF’nin militarize yardım noktalarına gitmeye çalışan yüzlerce insanın keskin nişancılar tarafından vurularak öldürüldüğünü ve binlerce kişinin yaralandığını rapor ediyor. Sky News de benzer şekilde, yardım için oluşan kalabalıklara rastgele ateş açıldığını ve yardım çalışanlarının bile açlıktan bayıldığını belirtiyor. Bu koşullar, açlıktan kurtulmak isteyen insanların canlarını riske attığını ve çaresizliği daha da derinleştirdiğini gösteriyor.
Fiyatlar ve Geçim Mücadelesi
Ekonomik kriz, insanların gıdaya erişimini daha da zorlaştırıyor. Un ve temel gıda fiyatları fahiş seviyelere ulaştı; Guardian’ın bildirdiğine göre unun fiyatı savaş öncesinin 30 katına çıktı. Sağ kalan iş yerleri yok denecek kadar az olduğu için gelir elde etmek imkânsız hale geliyor. Washington Post, ailelerin yiyecek almak için WhatsApp gruplarında mama formülleri ve malzemeler karşılığında takas yaptığını, bazen bir torba un ve mercimek için 200 dolar ödendiğini yazıyor. Bu yüksek fiyatlar, halkın açlıkla mücadele gücünü daha da kırıyor.
Uluslararası Tepkiler ve Yardım Çabaları
Gazze’deki insani durum uluslararası toplumun dikkatini çekmiş durumda. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve birçok yardım kuruluşu, insani yardımın önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulunuyor. 23 Temmuz 2025’te 110’dan fazla yardım kuruluşu ortak bir açıklama yaparak İsrail’in ablukanın kaldırılması ve insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaştırılması için çağrı yaptı.
Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü
WHO Direktörü Tedros Ghebreyesus, Gazze’deki açlığın tamamen insan eliyle yaratıldığını ve ablukanın derhal kaldırılması gerektiğini ifade etti. WHO yetkilileri, Mart-Mayıs 2025 arasında neredeyse 80 gün boyunca Gazze’ye hiç gıda ulaştırılamadığını ve sonrasında yapılan teslimatın yeterli olmadığını açıkladı. BM’nin yardım şefi Tom Fletcher ise yardım konvoylarının İsrail askerleriyle koordinasyon, aktif çatışmalar ve hasarlı yollar nedeniyle “bir engel parkuruna” girmek zorunda olduğunu, araçların beklediği süre boyunca aç insanlar tarafından saldırıya uğrama riskinin de büyük olduğunu vurguladı.
Avrupa Birliği ve Diğer Devletler
Avrupa Parlamentosu’nun 60’tan fazla üyesi, Temmuz 2025’te İsrail’e yaptırımlar uygulanmasını görüşmek üzere acil toplantı talep etti ve ablukanın kaldırılması çağrısında bulundu. Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa liderleri, insanların “bir an önce yiyeceklere ulaşabilmesi” için acil bir ateşkes ve insani yardım koridorları konusunda görüşmeler yaptı. Buna karşılık İsrail, krizin Hamas’ın suçu olduğunu iddia ediyor ve İsrail Sözcüsü David Mencer “Gazze’de kıtlık yok” diyerek yardımların sorunsuz aktığını savunuyor. Bu karşıt açıklamalar, uluslararası arenada ciddi bir tartışma ve kutuplaşmaya yol açıyor.
İnsan Hakları Örgütleri ve Hukuki Çerçeve
Amnesty International, İsrail’in abluka ve açlığı “soykırımın bir aracı” olarak kullandığını ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirten kapsamlı bir rapor yayımladı. Raporda, uluslararası hukuka göre işgal güçlerinin işgal altındaki nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olduğu hatırlatılıyor. Ayrıca, en az 66 çocuğun malnütrisyon nedeniyle öldüğü ve ablukanın 80 gün boyunca tam bir kuşatma şeklinde devam ettiği tespit edildi. Bu rapor, uluslararası toplumun hukuki ve ahlaki sorumluluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Geleceğe Bakış ve Çözüm Önerileri
Gazze’de açlık krizi, mevcut koşullar devam ettiği sürece daha da derinleşme riski taşıyor. Ancak açlık, insan eliyle yaratıldığı için insan eliyle de sona erdirilebilir. Uzmanlar ve yardım kuruluşları, kalıcı bir çözüm için şu adımların atılması gerektiğini vurguluyor:
- Ablukanın Kaldırılması ve Ateşkes: Yardım kuruluşları ve BM yetkilileri, Gazze’ye uygulanan ablukanın derhal kaldırılması ve kalıcı bir ateşkes anlaşmasının sağlanması gerektiğini belirtiyor. Kalıcı ateşkes olmadan gıda ve sağlık malzemelerinin güvenli bir şekilde dağıtılması mümkün olmuyor.
- İnsani Yardım Koridorları: BM, gıda ve tıbbi malzemenin güvenli bir şekilde dağıtılabilmesi için askeri olmayan, BM denetimli insani koridorların oluşturulmasını savunuyor. Bu koridorlar, sivillerin yardım alırken öldürülmesini önlemeye yardımcı olabilir.
- Yerel Üretimin Desteklenmesi: Tarım arazileri ve fabrikalar yeniden inşa edilerek Gazze’nin kendi kendine yetebilmesi sağlanmalıdır. Bu, savaş sonrası uzun vadeli gıda güvenliğinin kilit noktasıdır.
- Sağlık ve Beslenme Programları: Malnütrisyonla mücadele için özel beslenme merkezleri ve anne-çocuk programları kurulmalı; vitamin ve mineral takviyeleri sağlanmalıdır. Özellikle hamile ve emziren kadınlara yönelik destek programları, kuşaklar arası etkileri azaltacaktır.
- Uluslararası Hukukun Uygulanması: İşgal güçlerinin uluslararası hukuka uygun davranması için etkin mekanizmalar oluşturulmalı ve ihlaller bağımsız kurumlar tarafından soruşturulmalıdır.
Bu adımların atılması, sadece Gazze’deki açlık krizini değil, aynı zamanda bölgede uzun vadeli barışın tesis edilmesini de destekleyecektir. Dünya, açlıktan ölen çocukların görüntülerine kayıtsız kalmamalı; aksine insani dayanışmayı ve uluslararası hukuka bağlılığı güçlendirmelidir.
Açlık Krizine Dair Önemli Veriler
Gösterge | Değer | Kaynak |
---|---|---|
Açlığa bağlı toplam ölüm (Temmuz 2025) | 111–115 kişi | Gazze Sağlık Bakanlığı ve Al Jazeera raporları |
Üç günde kaydedilen açlığa bağlı ölüm | 43 kişi | The Guardian saha raporu |
Malnütrisyon nedeniyle ölen çocuk sayısı (2025) | 21 | WHO açıklaması |
Temmuz 2025’te malnütrisyon programlarına kabul edilen çocuk sayısı | 5 100 (880’i ağır) | WHO/UN verileri |
Akut malnütrisyon oranı (genel nüfus) | %10 | WHO açıklaması |
Malnütrisyon görülen hamile & emziren kadın oranı | %20 | WHO açıklaması |
GHF dağıtım noktalarında yardım ararken öldürülenler | 1 026 kişi | BM İnsan Hakları Ofisi |
Günlük ortalama yardım tırı (Mayıs 2025 sonrası) | 28–70 tır | WHO ve Sky News raporları |
Su kıtlığı yaşayan hane oranı | %95 | WHO açıklaması |
Sıkça Sorulan Sorular
Gazze’de açlık krizinin ana nedeni nedir?
Gazze’deki açlık krizi, 2 Mart 2025’te İsrail tarafından uygulanan tam kuşatma ve devam eden abluka nedeniyle insani yardımların Gazze Şeridi’ne girememesiyle başlamıştır. Mayıs ayında kısmi açılma olsa da yardım miktarı yetersiz kalmış, insan eliyle yaratılan bu kısıtlamalar halkın açlığa sürüklenmesine yol açmıştır.
2025 itibarıyla açlıktan kaç kişi öldü?
Gazze Sağlık Bakanlığı ve uluslararası basına göre Temmuz 2025 itibarıyla açlığa bağlı ölümler en az 111–115 kişi olarak kaydedildi. The Guardian, sadece bir haftada 43 kişinin açlık nedeniyle öldüğünü bildirmiştir.
Malnütrisyon oranları ne durumda?
WHO verilerine göre, Gazze’de taranan nüfusun %10’undan fazlası akut malnütrisyon, hamile ve emziren kadınların %20’sinden fazlası ise ciddi yetersiz beslenme yaşamaktadır. 2025 yılı Temmuz ayında 5 100 çocuk malnütrisyon programlarına alınmış ve bunların 880’i aşırı derecede zayıftı.
Yardım kuruluşları ne öneriyor?
110’dan fazla yardım kuruluşu ve uluslararası örgütler, ablukanın kaldırılması, askeri olmayan insani yardım koridorlarının kurulması ve BM öncülüğünde tam bir ateşkes sağlanması çağrısında bulunuyor. Ayrıca Gazze’de tarımın yeniden yapılandırılması, sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve uluslararası hukukun uygulanması isteniyor.
Gazze’de açlık krizi ne zaman sona erebilir?
Açlık tamamen insan eliyle yaratılmış bir kriz olduğu için çözümü de politik iradeye bağlıdır. Abluka kaldırılıp insani yardım engelsiz bir şekilde ulaştırılmadıkça ve kalıcı ateşkes sağlanmadıkça kriz sona ermeyecektir. Uzmanlar, uluslararası baskının ve insani yardım koridorlarının hayata geçirilmesinin süreci hızlandırabileceğini belirtiyor.
Yorumlar
Gazze’deki açlık kriziyle ilgili düşüncelerinizi ve çözüm önerilerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. İnsanlık adına birlikte ses çıkararak farkındalığı artırabilir ve baskı oluşturabiliriz.
Kaynaklar
Bu yazı hazırlanırken başta Reuters, The Guardian, Washington Post, Al Jazeera, Sky News ve Amnesty International olmak üzere birçok uluslararası haber kuruluşunun raporları ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verileri kullanılmıştır.
- Reuters: Gazze’de ablukanın neden olduğu kitlesel açlık ve insani yardım engellerini ele alan haberler.
- The Guardian: Gazze halkının yaşadığı açlık, günlük mücadeleler ve artan fiyatlar üzerine saha röportajları.
- Washington Post: Gazze’deki hastanelerin durumu, malnütrisyon koğuşları ve ekonomik zorlukları hakkında raporlar.
- Al Jazeera: Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verileri ve bölgedeki ölümlere ilişkin güncel haberler.
- Sky News: Yardım tırlarının sayısı, su kıtlığı ve yardım dağıtım noktalarındaki güvenlik riskleri ile ilgili analizler.
- Amnesty International: Gazze’de açlık ve ablukanın uluslararası hukuktaki yeri ve insan hakları ihlalleri konusundaki raporlar.